İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, 14 Mayıs’ta yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin akabinde birinci defa açıklama yaptı.
Akşener, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
“Seçimde 45 miting yaptık, 54 noktada çalışma yaptım. 14 Mayıs’ta seçim sonuçları açıklandı. Bu seçim 0-0’la başlayan ve bir referandum haline dönmesi gereken bir seçim oluyor. İkinci tıp seçimlere yönelik görüşmeler yaptık. Kılıçdaroğlu’na çalışılacağı için merkezinin CHP olduğu irtibat lisanının CHP tarafından organize edildiği, ortaya konulduğu bir çalışma gerçekleştirildi ve bir kampanya kümesi kuruldu. Kanaat başkanı dediğimiz pek çok insan üzerinde tesirli olan, kendi etrafımızdaki pek çok beşerle teğe bir görüşmeler yaptım. 81 vilayetteki tüm teşkilatlarımız, eski ve yeni vekillerimiz çarşambadan itibaren saha çalışmasına başladılar.
Sadece kendinizi değil, ailenizi, dostlarınızı, akrabalarınızı da sandığa götürün, Kılıçdaroğlu’na oy verin.
28 Mayıs’ta vereceğiniz kararla; ya seçim kazanmak uğruna bayanlara şiddeti, mevti, tacizi, tecavüzü ve hatta sahiplendirilmeyi reva görenleri seçeceksiniz; ya da bayanların, çocukların gençlerin hakkını hukukunu koruyup uygunlaştırmak isteyenleri seçeceksiniz.
Ya; dün olduğu üzere ulusal bayramlarda Atatürk’ümüzün ismini bile anmamak için her şeyi yapanları seçeceksiniz ya da her ulusal bayramı Atatürk’ümüzün ismiyle, iziyle kutlayanları seçeceksiniz. Ya ne keyifli Türküm demekten rahatsız, cumhuriyet kıymetlerimize gıcık olanları seçeceksiniz ya da varlığım Türk varlığına armağan olsun diye ant içenleri seçeceksiniz. Ya 2019’da PKK’ya, 2023’te Hizbullah’a sırtını dayayanları seçeceksiniz ya da ülkemizde terörün gölgesini bile barındırmayacak olanları seçeceksiniz. Ya gücünü mafyalardan alanlardan ya da gücünü sırf milletin iradesinden alanları seçeceksiniz.
Ya ensar diye diye ülkemizi yol geçen hanına döndüren, vatandaşlığımızı pazarlayanları seçeceksiniz; ya da hududumuzu namus, nüfus cüzdanımızı tapu bilenleri seçeceksiniz. Ya Suriyelileri gönderemeyiz diyenleri seçeceksiniz ya da tüm oyunları bozarak, Avrupa’nın göçmen hendeği olmayı reddedenleri, sığınmacıları ülkelerine gönderecekleri seçeceksiniz.
Ya düşman karşısında kan döküp kardeş olmuş büyük bir milleti birbirine düşman etmeye ant içenleri seçeceksiniz ya da Türkiye’nin birliğini ve beraberliğini demokrasi ile taçlandırmaya vaat eden Kılıçdaroğlu’nu seçeceksiniz.
Ya öfkesi, kini ve hırsı ile ülkemizi ele geçirilmesi gereken bir kupon arazi olarak gören Erdoğan’ı seçeceksiniz; ya da hürmet, sevgi, empati kültürünü benimseyen Kılıçdaroğlu’nu seçeceksiniz. Türk milleti olarak bu seçimle birlikte önümüzde iki seçenek var: Sarayın büyüyen gölgesinde kayıp mı olacağız, millet iradesini tekrar hakim mi kılacağız? Yandaşların yol nizamına yol mu vereceğiz, zenginlik ve refahı mı seçeceğiz.
Yeni bir sistem kuruyoruz. Seçim günü ıslak imzalı bütün tutanakları CHP vilayet ve ilçelerine sonra da genel merkezlere gönderecek. İnsan unsurumuzu, avukatlarımızı, bilgiyi tek bir alanda toplayacağız. 2000 sandığa itiraz etmiştik. Bir kısmı tamamlandı. 2 kentimizde milletvekili itirazlarımız devam ediyoruz.
Sinan Oğan’la ben görüşme yapmadım. Kılıçdaroğlu’nu aday olarak gösterdik biz ve gerisindeyiz. Seçim gününe kadar da elimizden ne geliyorsa yapacağız. Kendisine, sayın Oğan ve bir diğer arkadaşımız dahil olmak üzere, İnce de dahil, her türlü görüşme yetkisi, talepleri varsa o talepleri yerine getirme yetkisini genel liderler olarak kendisine verdik. Bu görüşmeleri Kılıçdaroğlu yönetiyor o yüzden. İstek ettikleri her türlü görevlendirmeyi talebi yerine getirebilir.
Bu sefer işimiz daha kolay, büyük iftiralara uğradık, hakikat anlatırsak daha âlâ sonuç alırız.” (HABER MERKEZİ)