MHP Genel Lider Yardımcısı Semih Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, “siyasi rakipleri ile hasım ve muarızlarının son devirde MHP aleyhindeki iftira ve karalama kampanyalarından sonuç alabilmek uğruna ahlaksız ve aşağılık formüllere başvurduklarına şahit olduklarını” belirtti.
Gerçek dışı haberlerle en berbat algı operasyonlarının yapıldığını, cinayet ve mevt üzerinden his istismarına tevessül edilerek aleyhlerinde berbat ve ahlaksızca kampanyalar yürütüldüğünü kaydeden Yalçın, iftiranın iftirayı, palavranın palavrası kovaladığını aktardı.
“ÖLÜME VE ÖLENİN ANISINA SAYGISIZLIK”
MHP’nin müessiriyet ve dinamizminden rahatsız olan çevrelerin gemi azıya ve her türlü insanlık dışı aksiyon ve söylemi göze aldığının görüldüğünü söz eden Yalçın, şu değerlendirmelerde bulundu:
“14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere hakikat gidilirken bestesi global aktörlerce yapılmış öfke, kin ve nefret müziklerinin kulak tırmalayan nakaratları işitilmektedir. Menfur bir suikast üzerinden siyasi çıkar elde etme uğraşındaki izansızlar, zan altında bıraktıkları temiz ve hatasız insanların ailelerini ve çocuklarının hislerini bile göz gerisi etmektedir.
Evlerine ateş düşen mazlum insanların acıları da insafsızca, ahlaksızca istismar edilmektedir. Ailelerin, annelerin, babaların, kardeşlerin, bacıların canı hoyratça acıtılmaktadır. Yalnızca diriye değil, vefata ve ölenin anısına da saygısızlık edilmektedir.
İktidar hırsıyla böylesine küçülerek siyaset yapmak, siyaset değil, pespayelik, kepazeliktir. Bu nefret siyasetinin varacağı yer hüsrandır. Bu tiksindirici siyaset anlayışının getireceği hiçbir yarar yoktur. Tam bilakis ona tenezzül ve tevessül edenleri yok edecektir.”
Yalçın, haklarında üretilen ahlak dışı iftiralarla nefret cürmü işlendiğini, insan onurunu zedeleyen, öfke yüklü algı operasyonları yürütüldüğünü söz etti.
İnsanı başka mahlukattan ayıran beşeri hasletlerin, yerini gayriinsani insiyaklara, şeytani entrikalara, nefsin esaretine bıraktığına dikkati çeken Yalçın, “Suikast sorunu yargıya intikal etmesine karşın kendini isimli makamların, yargı mercilerinin, hakim ve savcıların yerine koyan muarızlarımız bir cins toplumsal linç teşebbüsüne girmişlerdir. Ben galebe çalayım da ne olursa olsun, üstün geleyim de gerekirse insani ve ahlaki bedeller çiğnensin anlayışı, adeta karşıtlarımızın siyaset düsturu haline gelmiştir. Partimiz ve mensuplarımız aleyhinde üretilen palavraların büyüklüğü, ortaya atılan tezlerin uçukluğu muhaliflerimizin bir cinnet sarmalına girdiğini göstermektedir.” sözlerini kullandı.
“SİYASİ ARBEDE İŞİN TABİATINDA VAR”
Yalçın, müfteri ve yalancıların bu kahredici yükün altında ezileceklerini, kirli oyunların onu tezgahlayanların ayaklarına dolaşacağını, karıştırdıkları pisliklerin ellerine yüzlerine bulaşacağını vurguladı.
“İnsan, çoklukla diğerine sürmek istediği çamura bulanır.” diyen Cenap Şahabettin’in müfterilerin uğrayacağı yaman akıbete işaret ettiğini anlatan Yalçın, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“MHP ve Cumhur İttifakı’na ziyan vermek niyetiyle ülkeyi gerginlik ortamında seçime götürmek isteyenler, bu ağır ve yanlış hesabın altında kalacaklardır. Sorun MHP ve Cumhur İttifakı aleyhinde algı operasyonu olmaktan çıkmış, toplumsal bozgunculuk ve kaos oluşturma hevesine dönüşmüştür.
Sadece MHP ve partililerimiz aleyhinde iftira ve palavra kampanyasıyla yetinilmemekte, topluma kin ve nefret tohumları ekilmeye çalışılmaktadır. Türkiye’nin iç ve dış dinamikleriyle demokrasinin gerekleri doğrultusunda siyaset üretemeyenler, toplumsal barışı ve huzuru dinamitleyerek ülkeyi anafora sürükleme, bunun faturasını da MHP ve Cumhur İttifakı’na çıkarma kaygısına düşmüştür.
Bilinmelidir ki siyaset bir oyun değil, olağanüstü önemli bir sorundur. Siyasi arbede işin tabiatında vardır. Tarafların çekişme yahut tartışmalarında bazen atmosfer elektriklenebilir, üslup ve lisan sertleşebilir. Hatta bazen işler arbedeye kadar varabilir. Fakat siyasette belden aşağı vurmaya ne isteğimiz, ne tasvibimiz, ne de tahammülümüz vardır. Bu tıp siyaset anlayışı bumerang üzeredir, dönüp ona tevessül edeni vurur.”
“MHP’NİN KARARLI DURUŞU BOZULMAYACAK”
MHP Genel Lider Yardımcısı Yalçın, siyasetçinin vazifesinin kin ve nefret üretmek, her türlü vasıtayı kullanarak siyasi çıkar sağlamak değil, ülkede huzur ve sükuneti temin etmek, toplumsal barış ve kardeşliği sağlamlaştırmak olduğunu belirtti.
Milletin siyasetçilerden, Türk aydınlarından mevcut meseleler karşısında sükunet, itidal, teenni ve yapan hal beklediğini aktaran Yalçın, şunları kaydetti:
“Çirkin ve gayriahlaki siyaset oyunlarıyla, FETÖ’den mülhem Bizans entrikalarıyla MHP topluluğunu, milliyetçi, ülkücü hareketi, Cumhur İttifakı’nı yıldıracaklarını, sindireceklerini umanlar yanlış hesap yapmaktadır.
Rüzgar ekenin yağmur, rahmet ve kar biçtiği hiç görülmemiştir. Kirli suyla abdest alanların abdesti daima sakat olmuştur. MHP ve milliyetçi ülkücü hareketin mensupları olarak tertemiz suyla aldığımız abdesti, pisliğe bulaşmışların sıçrattığı çamur bozamaz.
Yalan yere yemin edip hakkımızda uydurma bilgiler üreterek halkı aldatmaya, kamuoyunu aleyhimize çevirmeye çalışanlardan ürküp kıblemizi değiştirmez, yeminimizden dönmeyiz. Topluluğumuzu sindirip partimizi ve teşkilatlarımızı yıldıracağını, korkutacağını sananlar avuçlarını yalayacaktır.
Altta yer delinmedikçe, üstte gök çökmedikçe MHP’nin kararlı duruşu bozulamayacak, dengeli siyaseti değişmeyecektir. MHP, yapan ve unsurlu siyasetinden taviz vermeden kararlı bir halla yoluna devam edecektir.
MHP topluluğu, ülkenin üzerine örtülmeye çalışılan kara bulutları dağıtmaya da dava arkadaşlarımızın sırtına yapıştırılmak istenen yaftaları yırtıp atmaya da muktedirdir. Partimizin mensuplarına yönelik yargısız infazların hesabı ahirete bırakılmayacaktır.”
“14 MAYIS AKŞAMI ZİLLET HÜLYASI DEĞİL, ULUSAL İRADE GERÇEĞİ TECELLİ EDECEKTİR”
Yalçın, MHP’nin 14 Mayıs seçimleri için yola çıkardığı kutlu kervanın gününde ve vaktinde menzile ulaşacağını vurguladı.
14 Mayıs 2023 seçimlerinde Türkiye’nin sandıktan yararlı çıkmak için kendini yeterli göstermeye çalışan kötülerle gerçek uygunların çabasına sahne olacağını vurgulayan Yalçın, açıklamasında şu değerlendirmelere yer verdi:
“Milletimiz, yakışıksız tezgahlara gelmeyecektir. Türkiye’nin bir anafora sürüklenmesine müsaade vermeyecektir. Palavra ve iftira, entrika ve kaos sanayisine yatırım yapan muhalefetin siyaset borsasındaki paylarına prestij etmeyecektir. Siyaset ikliminde sahnelenen ahlaksız senaryolara seyirci kalmakla yetinmeyecek, en adil hakem olarak gereken kararı verecektir. 14 Mayıs akşamı sandıkta zillet hülyaları değil, ulusal irade gerçeği tecelli edecektir.”