Türkiye Bitlis’te bir bayan astsubayla imam ortasında para karşılığı cinsel bağ argümanlarını konuşuyor. Teze nazaran bayan astsubay birlikte olduğu imamdan parasını alamayınca buyruğundaki iki uzman çavuşa imamı dövdürdü akabinde ise banka hesabındaki parayı öbür bir hesaba geçirdi.
Skandal olay sonrası imam cinsel alaka olduğu argümanlarına karşı çıkarken, bayan astsubay ise imamın araçta kendisine tecavüz teşebbüsünde bulunduğunu öne sürdü.
Kaynak: Gerçek Gündem-Seyhan Avşar
Gerçek Gündem’den Seyhan Avşar’ın haberine nazaran; Van-Gevaş İlçe Jandarma Komutanlığı’nda vazife yapan Jandarma Astsubay Gül Kılıç, eşinden boşandıktan sonra Bitlis’in merkez ilçesinde yaşayan İmam İkram Sorğuç ile aşk yaşamaya başladı.
İlişkilerinin ilerleyen sürecinde imam Sorğuç, astsubay Kılıç ile cinsel olarak birlikte olmak istedi. Bayan astsubay bağlantıya girme karşılığında imamdan para talep etti. İmam bu talebi kabul etti. Lakin cinsel münasebet gerçekleşmesine karşın imam ödeme yapmak istemedi.
Yaşanan bu olay üzerine çok öfkelenen bayan, buyruğu altındaki jandarma uzman çavuşları ‘kiralayarak’, Sorğuç’u gasp ve darp etti. İmamın şikayeti üzerine soruşturma açtı. Gül Kılıç ile iki jandarma işçisi gözaltına alındı ve tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İmam İkram Sorğuç, yazılı bir açıklama yaparak hakkındaki argümanları reddetti. İmam: “Cinsel bağ olmadı. Devletimizin içine sızmış şantaj çetesi beni darp edip hesabımı boşalttı. Yurtdışı irtibatları belgelendi” tabirlerini kullandı.
İkram Sorğuç’un paylaştığı açıklama şöyle: ?
“Kısa bir vakit evvel müteessir bir olay atlatmış olduğum bir çoğunuzun bilgisi dahilindedir.
Yaşanan bu üzücü olayla ilgili maalesef birçok bilgi kirliliği meydana geldi. Bu durum beni ve ailemi en az yaşadığım olay kadar derinden üzmekte. Asla sukutumuz ikrardan değildir.
Yapılan temelsiz haberler ve toplumsal medyada paylaşılan her bir bilgiyi dikkatle süzmekte ve gerekli isimli süreçler için teşebbüste bulunmaktayım.
Devletimizin içine sızmış Gasp, Şantaj ve Darp çetesi biri bayan Astsubay üsÇvş, öteki ikisi Jandarma Uzman Çavuş olmak üzere üç kişi beni öldürmekten beter ederek darp ettiler.
Bu olay sonrası hayatta kalarak çocuklarıma ve aileme kavuştuğum için Allah’a hamd ediyorum.
Beni ağır bir halde darp ederek kameraya almak suretiyle, ‘şikayet edersen bak sen imamsın seni rezil ederiz’ diye tehdit ederek başıma tabanca dayayıp tüm banka hesaplarımı boşalttılar. Beni ağır formda darp ettiler.
Bununla birlikte tüm kimlik bilgilerimi toplumsal medya hesaplarımı telefon numaramı alarak onları şikâyet etmem durumunda beni çabucak bulacaklarını Bitlis’te de adamlarının olduğunu ve öldüreceklerini söylediler. Olaydan sonra silsileli olarak şantaja devam edecek olan bu büyük gasp ve Şantaj çetesine boyun eğmeyip şikayetçi oldum.
Mesleğim gereği bu iftiraya boyun eğerek sessiz kalacağımı düşünen çete mensupları umduğunu bulamadılar. Olayı çarpıtarak kendilerini haklı çıkartmaya çalışmaktadırlar. Berbat iftiralarının hiçbir kanıtı yoktur. İsimli makamlarda ise benim gasp edilerek nasıl tuzağa düşürüldüğün net olarak bilinmektedir.
Şanlı Ordumuzun içine sızmış bu şahıslar Jandarma teşkilatımız ve polis gruplarımız tarafından kısa müddette yakalandılar Savcılığa sevk edildikten sonra tutuklanma kararı ile direk mahkemeye sevk edildiler.
Olayla ilgili gerekli tahkikatı yapan takımlar çete ile ilgili çok büyük bilgilere ulaştı. Beni nasıl takip ettikleri, tuzak kurarken irtibat halinde oldukları, kamera kayıtları, telefon görüşmeleri ve ayrıyeten yurtdışı temasları ile olan alakalarının hepsi belgelendi.
Bayan astsubay çeteyi paka çıkarmak için türlü iftiralara maruz bırakma cihetiyle ailemi ve beni yıpratmaya çalışmakta. Oysa her şey isimli makamlar tarafından bilinmekte. Tüm olaylar bilgiler ispatlı kanıtlı olarak savcılıkta bulunmaktadır.
Telefon kayıtlarım ve kamera kayıtları bana atılan iftiranın gün yüzüne çıkması için incelenmekte. Onların tehdit ve iftiralarından korksaydım bugün ben yarın bir oburu bu hata çetesi gasp ve soyguna devam edecekti. Tahminen de benden evvel onlarca şahısları gasp etmişlerdir.
Yaşanan olayda Allah’a hamdolsun ki kamera kayıtları da mevcut. İsimli süreç devam edecek. Tüm bu bağlamda Adaletimize ve yargı mercilerimize inancımız tamdır. Yaşanan bu olay sonrası çökertilen çetenin kendilerini paka çıkarmak için attıkları iftiraların kısa müddette ilgili merciler tarafından da meydana çıkarılacağından kuşkumuz yoktur.”
Astsubay Gül Kılıç ise karakoldaki sözünde imam İkram Sorğuç ile iki yıl evvel Instagram’da ortak takip ettikleri ülkücü hesaplar üzerinden tanıştıklarını ve iki sefer buluştuklarını anlattı.
Gül Kılıç, savcılıktaki sözünde şunları söyledi: ?
“Ben eşimle 20 Mayıs 2024 gününde boşandım, çocuğumun velayeti olağanda bendedir lakin bakıcım müsaadeli olduğu için çocuğum babasıyla Edremit’te kalmaktadır. Bende her hafta cuma günü akşam oğluma görebilmek için akan 18:00-20:00 saatlerinde Edremit’te bulunan oğluma rutin olarak oynadı oynadığı parka oğlumu görmek için giderim.
Olay günü de birebir parka gittim lakin oğlumu göremedim daha sonra Edremit’te bulunan seyir terasa gittim burada paylaşımlar yaptım. Paylaşımlarımı gören İkram bana kendisinin de Edremit’te olduğunu görüşebileceğini söyledi hem de bu sabah bana olay tarihinden 2-3 gün önce …. bir telegram hesabının kendisine bildiriler attığını, benim de Jandarma olduğumu bildiği için arama 2024 tıpta konuşmamız gerektiğini bana söyledi bu türlü Edremit’te bulunan Kent meydanından 27.08.2024 tarihinde saat 20.30-21.00 sıralarında bu şahıs gelerek beni otomobille aldı. Ben bu şahısla görüşmeden evvelde bir taksiciye Edremit’ten Gevaş’a ne kadara götürebileceğini sordum, kendisi de hana 1000 TL’ye götürebileceğini söyleyince ve İkram’ın da beni konuta götürebileceğini söylemesi üzerine bu görüşme bana mantıklı geldi.
Ben bu şahsı beklerken tekrar jandarma işçisi olan Orhan Ersoy, Ömer Keleşoğlu otomobilleriyle gezerken gördüm, durarak bana “Komutanım ne yapıyorsunuz” dediler, ben Orhan ve Ömer’e biriyle görüneceğimi tıpkı yerde çalıştığımız için söyleyemedim. “Buralarda geziyorum” dedim. Sonra İkram geldi beni otomobiline aldı gezmeye başladık. Birinci evvel bu şahıs bana “alkol alalım” diye sordu. Ben de kendisinin imam olduğundan ötürü bu duruma şaşırdım. Kendisine alkol içmeyeceğimi kahve alabileceğimi söyledim. Sonra bir petrolde durduk. Ben tuvalete gittim bana bir tane kahve aldı, kendisi de aracında bulunan biradan içmeye başladı. Bana “senin meskenin neresiydi, Gevaş mıydı, Erciş miydi” diye sordu. Ben meskenini öğrenmemesi gayesiyle Erciş’te oturduğumu söyledim. Lakin şahsin davranışlarından şüphelenmeye başladım, huzursuz oldun.
Sonra bana karşı duygusal şeyler beslediğini söyledi ben de tekrar bir petrolde durmamız için kendisini ikna ettim. Petrolde durunca kendisi araçtan indi, araçtan inerken bana “yanımda tabanca var rahat dur” biçiminde şeyler söyledi. Otomobilin kapısını kilitledi, ben araçta kaldım. Bu esnada Orhan’ı aradım. Orhan’a bir şahısla görüştüğümü şahsın pek tekin olmadığını söyledim ve pozisyon attım. Yolun sol tarafında bulunan göl görünümlü bir yere otomobille gittik. Otomobilin içinde İkram, “arkaya geçelim” dedi.
Niyeti berbattı. Ben olmaz deyince beni kolumdan tutup art tarafa çekti, ben bu esnada çantamdan telefonu çıkarıp Orhan’lara canlı pozisyon attım öncesinde de esasen Taner Sirp’e pozisyonlar atmıştım. Otomobilin içerisinde İkram bana benim en büyük hayalım “bir askerin başına silah ve Türk bayrağını yanına koyup s..mek” dedi. Benim çeşitli yerlerimde bu şahsın darp izleri vardır. Sonra ben ayak sesleri duydum cama vurdum gelenler Orhan ve Ömer’di. Orhan Kapıyı açtı ben çabucak kendimi dışarıya attım, Ömer’de bu şahsı tutarak araçtan çıkardı. Orhan bana Taner’in otomobilini buralarda olduğunu gördüğünü söyledi ben etrafıma baktığımda Taner’in otomobilini gördüm ve ona hakikat koştum. Ben olay anında kimsenin İkram’ın hesabından öteki bir hesaba para gönderdiğine şahit olmadım.
Benim Taner’e 60.000 TL borcum vardı lakin bu borcumu ödedim, Taner’e rastgele bir borcum yoktur. Daha sonra ben Taner’ in otomobiline binerek oradan uzaklaştım, Taner şahısla hiç yüz yüze gelmedi. Benim gönderilen paralardan haberim yoktur, niye gönderildiğinden haberim yoktur. Üzerime atlı suçlamayı kabul etmiyorum. Olayın gecesinde bu şahıs bana telegram isimli uygulamadan ” Allah benim belamı versin, nasıl bu türlü bir şey yaşadım, içkinin de tesiri vardı, çocuklarımı öpüp koklayacağım sonrada başıma sıkacağım” yazdı tekrar tıpkı uygulamadan bana “bu olayı kimse duymasın, seni vururum, bunun acısını senden çıkarırım” dedi, ben korktuğumdan ötürü hiçbir yere şikayette bulunamadım.
Ben bana yönelik cinsel aksiyonlarda bulunan ve tehditlerinden ötürü İkram isimli şahıstan şikayetçiyim.”