Karar yazarı Taha Akyol, Türkiye’deki dini eğitimi eleştirerek “Halk TV’de sorduklarında da söyledim; “tekke ve türbelerin seddi” çeşidi yasaklamalar bu çağda düşünülemez. O denli bir güç sivil özgürlükleri de bastırır, o vakit da o denli olmuştu. Hukuk devleti diyorsak, bu 85 milyonun tamamı içindir. AİHM kararlarına nazaran din ve vicdan hürriyeti kavramının içinde cemaatleşme, eğitim ve tanıtım faaliyetleri de vardır; olağan kamu denetiminde… Türkiye; şu tehlike, bu tehlike diyerek ana doğrultusunu kaybetmemelidir; bu doğrultu çağdaş hukuktur, kişi hak ve hürriyetleridir” tabirlerini kullandı.
Akyol, “Din tedrisatında önemli kalite sorunları var. Bunu diyanet bile kabul ediyor. Üç buçuk sene evvel Prof. İbrahim Turan’ın organizatörlüğüyle Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde “Yüksek Din Öğretimi Çalıştayı” düzenlendi. Yayınladıkları sonuç bildirgesinde “sayıları 105’i bulan” İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerinin “sayı ve kontenjan olarak haddinden fazla açıldığı” ve “öğrenci niteliğinde düşüş” olduğu belirtiliyor. Kaliteye öncelik verilmesi isteniyordu. Bildiride çok kıymetli bir ihtar daha vardı, “çeşitli dini yapıların ve cemaatlerin” ilahiyat fakültelerde hâkim olmaya çalışmaları… (19 Nisan 2019)” diye yazdı.