Trabzonspor ile Beşiktaş, Trendyol Üstün Lig’in 5. haftasında 1-1 berabere kaldı. Spor müellifleri, Papara Park’ta oynanan müsabakayı yorumladı.
Spor muharrirlerinin değerlendirmesi şu formda:
Gülengül Altınsay: “Trabzon’da tribünlerde sadece mesken sahibinin taraftarları var. Zira asayişi sağlamak yerine rakip taraftarları tribüne almamak kolayımıza geliyor. Maç Trabzon’un oyun kurmayı engelleyen faulleriyle başlıyor. Seyircisinin de takviyesiyle sertlik adeta normalleştirilmeye çalışılıyor. Birinci on dakikada bu türlü tam 5 faul var.
Tam bu bu türlü gitmez derken 13’te Visca, VAR ihtarıyla kırmızı kart görüyor. Trabzon’un tansiyonu yükselterek rakibi bozma taktiğinin sonucu bu. Lakin 10 kişilik Trabzon 17’de duran toptan Okay’la golü buluyor. Akabinde savunmaya çekiliyor, Beşiktaş da rakip alana yerleşiyor. Beşiktaş’ta sol kanatta etkisiz Mario sol içe, Rashica sağa çekiliyor ve Svensson rahatlıyor; hatta örgü paslarla asist yapıyor Fernandes’e.
Beşiktaş Mario-Rafa-Gedson “Portekiz hattı”yla güya üç 10 numara ile oynuyor artık. Akabinde gelen 2 net durumu Uğurcan kurtarınca devre 1-1 kapanıyor. Siyah-Beyazlılar 2. yarıya bıraktığı yerden devam ediyor. Daima Trabzon defansında boşluk arıyor. Rafa’nın kusursuz topuk şutunu Uğurcan da şahane kurtarıyor.
Gelişi hoş ortalardan da sonuç çıkmıyor. Immobile de durağan. 67’de oyuna giren Semih’in gayreti yetmiyor. Sonuçta Beşiktaş, 10 kişi kalmış rakibine karşı topla yüzde 75 oranında oynamasına karşın 2. golü bulamıyor ve büyük bir fırsatı kaçırıyor. Bu da Gio Hoca’nın çözmesi gereken bir sorun.” (Cumhuriyet)
“GÜNEŞ UĞRAŞ GETİRDİ”
Adnan Dinçer: “Şenol Güneş 11 sene sonra “kürkçü dükkanına” dönerken, Okay Yokuşlu da eski yuvasındaydı. Güneş, birinci yarıda oynattığı disiplinli oyunla kendinden bekleneni sergiledi. Çok erken oyundan atılan Visca grubunu 10 kişi bıraktı. Uğurcan ise ekibini oyunda tuttu ve on kişi kaldığını hissettirmedi.
Beşiktaş’ın Joao Mario’sunu ve Rafa Silva’sını durdurmakta zorluk çeken Trabzonspor, Siyah-Beyazlıların istekli oyunundan ötürü golü kalesinde gördü. Ali Şansalan sıkıntı maçı yönetirken zahmet çekti.
İkinci yarıya baskılı başlayan taraf Trabzonspor olması beklenirken sahne büsbütün Beşiktaş’ındı. Beşiktaş’ın tesirli atakları karşısında Uğurcan’ın kurtarışları oyunu etkiledi.
Siyah-Beyazlıların hocası Giovanni van Bronckhorst, oyunun kolay gideceğini sandı ancak Okay’ın uğraşı ve Trabzonspor’un seyircisi önündeki gayreti maçı beraberliğe kilitledi.
Şenol Güneş’in Trabzonspor’a getirdiği gayret gücü kâfi görülebilir lakin Uğurcan’ın performansı üst seviyedeyken, Mert ise daha az topla buluşmanın rahatlığını yaşadı.
Beşiktaş yüzde 75 topa sahip olduğu ve 13. dakikadan itibaren 10 kişi kalan rakibi karşısınsa skoru lehine çevirmeyi başarmalıydı fakat yapamadı. Alanda makus futbol yoktu fakat bu tip kayıplar ileride Beşiktaş ismine tepe yarışında çok aranabilir.” (Cumhuriyet)
“BEŞİKTAŞ DEĞİŞİKLİKLER İLE GERİYE GİTTİ”
Güntekin Onay: “Van Bronckhorst’un erken ve yanlış oyuncu değişiklikleri… Siyah beyazlı kadro baskıyı kurmuşken âlâ oynarken, Ernest Muci ve Onur’un girmesine gerek yoktu. Sahanın en güzellerinden Jonas Svensson neden çıktı? Mustafa Hekimoğlu için bu türlü sert ve ağır tansiyondaki bir maçta oyuna girmek için erken değil mi? Ne kadar berbat oynarsa oynasın, Ciro İmmobile üzere bir golcü skor gerekiyorken çıkmamalıydı. Zira alternatifi yok. Dün 10 kişi oynayan Trabzonspor’un direnci ve uğraşı alkışı ziyadesiyle hak etti. Yeni transfer Simon Banza alanda adeta ruhunu bıraktı. Bir santrforun top rakipte iken bu kadar çok çaba ettiğine uzun müddettir tanıklık etmemiştik. Dün Beşiktaş şartlar ne olursa olsun 80 dakikadan fazla 10 kişi oynayan Trabzonspor’u yenmeliydi. Siyah beyazlılar 3 puan için değerli bir fırsatı tepti. Açıkçası teknik yönetici Giovanni Van Bronckhorst birinci güç imtihanında kırık not aldı.” (Hürriyet)
“BU KADAR ORTA GEREKLİ MİYDİ?”
Cem Dizdar: “Trabzon birinci kısımda ‘’koşu gücü’’yle maçı istikrarda tutmaya çalışırken akabinde buldukları gole karşın Edin Visca’nın kırmızı kartıyla o gücü de kaybetti. Derken Beşiktaş güçlü bir ‘‘set oyunu’’ icrasına geçti. O denli ki, birinci devre topla oynama oranında yüzde 68’e yüzde 32 üstündüler. Bu oyunu boşa çıkaran ise çoğunlukla Jackson Muleka’nın ‘’etkili’’ sayılan beyhude ortaları oldu. Meğer aksi kanatta Jonas Svensson tıpkı ulusal grubun İzlanda maçındaki Eren Elmalı ile Mert Müldür üzere her keresinde ‘’orta’’ yerine ‘‘pas oyunu’’nu tercih ederken gol de oradan geldi! İkinci devresinde de Trabzon’un işi zordu… Yegane seçenek ikinci yarıya başlayan Denis Dragus’u defans ardına kaçırmak üzere görünüyordu. Bu da yetmez, Beşiktaş savunmasının muazzam kusurlar yapması da gerekiyordu. Olumlu yapabildikleri Rafa Silva başta olmak üzere Beşiktaş orta alanının Giro Immobile’yle bağını koparmalarıydı. Beşiktaş ise birincisinin gibisi sistemdeydi, Masuaku dahil! Onun fonksiyonsuz ortalarıyla heba oldu onca atak teşebbüsü. Tempo düştükçe de oyun yavanlaşıp izlenirlik düştü! Beşiktaş baskın göründüğü ve pas oyunuyla bulduğu gole karşın maçı 36 orta 22 şut ile berabere tamamladı! Van Bronchorst bu datalar üzerine oldukça çalışacaktır sanırım..” (Fanatik)
“DEĞİŞİMİN AYAK İZLERİ”
Olcay Çakır: “Şenol Güneş’in gelişiyle birlikte değişimin ayak izlerini sürecektik bu müsabakada. Çok izler gördük değişime dair! Visca atılana kadar coşkulu, önde baskılı, öne yanlışsız oynayan, golü arayan, o özlenen, o teknik adam değişikliğine sebep olan aksiliklerin izini sileceğinin işaretlerini verdi Trabzonspor. Sanırım bu türlü bir akşam için, bu türlü bir değişiklik için bu kısım Trabzonsporlular için kafi… Umutsuz başlanan dönemin umudu Şenol Güneş, farkı gecenin özeti oldu.” (Fanatik)