İstanbul’un kalbi İstiklal Caddesi’nde 6 kişinin hayatını kaybettiği 81 kişinin yaralandığı bombalı akın, bölücü terör örgütü PKK’nın acımasızlığını bir kere daha gözler önüne serdi. 90’lı yıllardan itibaren toplumda kaygı ve panik havası yaratmak için hareketlerini kent merkezlerine taşıyan örgüt son taarruzla ne bildirisi veriyor, bunu ulusal ve milletlerarası bağlamda nasıl kıymetlendirmek lazım?
SETA Dış Siyaset Araştırmacısı Can Acun, Türk dış siyaseti ve güvenlik analisti Ömer Özkızılcık ve Aydınlık müellifi Gaffar Yakınca Taksim’deki hain saldırıyı Haber7’ye kıymetlendirdi.
“PKK’NIN HÂLÂ AYAKTAYIZ MESAJI”
SETA Dış Siyaset Araştırmacısı Can Acun;
Türkiye’nin bilhassa Irak’ın kuzeyinde Zap bölgesinde gerçekleştirdiği askeri harekatlar bağlamında çok ağır kayıplar verdiler. Uzun müddettir ellerinde tuttukları değerli bölgeyi kaybettiler. Yeniden MİT’in gerçekleştirdiği Irak ve Suriye sonundaki özel operasyonlarda çok sayıda üst düzey PKK lideri etkisiz hale getirildi. Örgütte önemli bir moral motivasyon sorunu vardı. Bu bağlamda örgüt hâlâ ayakta olduğunu, var olduğunu gösterebilmek ismine hem mensuplarını hem destekçilerine yönelik bu türlü bir aksiyon gerçekleştirdi. Türkiye’ye ziyan verebileceğini göstermek için direkt sivilleri maksat aldı. Terör örgütünün geçmişine baktığımızda askeri olarak ağır sıkıştığı periyotlarda sivilleri gaye alan terör aksiyonlarını gerçekleştirdiğini görüyoruz.
“METROPOLLERDE SİVİLLERİ DİREKT GAYE ALAN SALDIRILAR”
Metropollerde intihar akınları, bombalı taarruzlarla sivilleri direkt gaye alıyorlardı. Bu aksiyonda de misal bir hareket üslubu içerisine girdikleri anlaşılıyor. Arap asıllı bir mensuplarını Afrin üzerinden Türkiye’ye sızdırarak burada muhakkak bir hücre yapılanmasıyla bu hareketi gerçekleştirmişler.
Türkiye daha evvel de önemli istihbarat ve güvenlik önlemleriyle PKK’nın birçok aksiyonunu başarılı olmadan engellemişti. Lakin bu sefer bu aksiyon maalesef direkt sivilleri vurdu ve zayiat yaşanmasına neden oldu. Örgütün Suriye’de denetim altında tuttuğu bölgelerin büsbütün temizlenmesi ve bu bölgelere büyük kapsamlı askeri harekatlar yapılması gerekiyor. Aksi halde Türkiye’de ki ulusal güvenliği tam manasıyla sağlamak ve hareketleri büsbütün bitirmek maalesef mümkün olmayacaktır. Zira Türkiye’nin hudut sınırında yerleşmiş PKK varlığından sızmaları kelam konusu yapıyor.
ABD’NİN DURDUĞU YER
Amerika Birleşik Devletleri’ni ise iki faktörle pahalandırmak gerekiyor. Birincisi, PKK’nın Suriye’deki. PYD/YPG’ye yönelik verdiği dayanak. Maalesef Amerika Birleşik Devletleri burada açık bir halde terör devleti kurma gayretindeydi. Türkiye’ye askeri harekatlarıyla bunun önünü kesti. Bu hayali yok etti fakat Fırat’ın doğusunda yaklaşık 40 bin kilometrekarelik alan Amerika tarafından denetim ediliyor. Hasebiyle PKK’nın Suriye yapılanmasının gerçekleştirdiği taarruzda Amerika’nın direkt sorumluluğu var. İkinci olarak da doğal Amerika Birleşik Devletleri’nin ideolojik olarak Türkiye aksiliği çok güçlü. Amerikan medyasının Türkiye’nin son devirde yükselen turizminin baltalanmasına yönelik bir yayın siyaseti içerisinde olduklarını görüyoruz. Daha evvel Amerika’da gerçekleştirilen ya da Avrupa’da gerçekleşen terör akınlarında kullanmadıkları bir lisan üzerinden Türk turizmini hedefleyecek formda bir yayın siyaseti içerisine girdiler. Maalesef Türkiye zıddı lobilerin ve kimi ideolojik çevrelerin hâlâ Türkiye’ye karşı önemli bir kin ve öfkeyle hareket ettiğini New York Times’da da görmek mümkün oldu diye düşünüyorum.
“PKK ÖNEMLİ MANADA SIKIŞMIŞTI”
Türk dış siyaseti ve güvenlik analisti Ömer Özkızılcık;
Bu saldırıyı anlamak için biraz zamanlamasına bakmamız gerekiyor. Hücum gerçekleştiği esnada Irak’ın kuzeyinde Zap bölgesinin büsbütün terörden temizlenmiş olduğuna dair haberler gelmeye başladı. PKK’nın önemli olarak o bölgedeki mağaralarda sıkıştığını ve birçok PKK militanının da geçtiğimiz günlerde teslim anına dair imgeler yayınlanmıştı. Bununla bir arada Irak ve Suriye’de PKK/YPG’nin üst seviye kelamda kumandanı yönelik operasyonları devam ediyordu. PKK önemli manada sıkışmıştı. Bu sıkışmışlığın dışa vurumu olarak kimyasal silah kullanımı palavrasını ortaya attılar. Bunun üzerinden Türkiye’ye baskı kurmaya çalıştılar fakat bu palavra başarısız oldu ve istedikleri medya kampanyasını oluşturamadılar. Bunun üzerine PKK eski periyotlarda olduğu üzere Türkiye’de terör saldırısı gerçekleştirerek Türk halkını terörize etme, Türkiye iktisadını maksat alma ve Türkiye’nin çok yeterli giden turizm kesimini baltalamak maksatlı bir atılım gerçekleştirdi. Bu atılımda taarruz ve teröristin Suriye’den geldiğini ele aldığımızda şunu görüyoruz, PKK’nın hedefi aşikâr bir gaye değildi. Teröristin Suriye üzerinden Türkiye’ye giriş yapmış olması, Türkiye’nin terörle gayrette yarım kalan harekatını tamamlaması için hatırlatıcı öge olacaktır.
NEW YORK TIMES’IN HABERİ
New York Times’ın haberi ele alma biçimine baktığımızda bu Batı’nın teröre karşı yaklaşımının dışa vurumudur. Yani batı için terör yalnızca ve yalnızca batılı vatandaşlar amaç alındığında ya da batılı ülkeler maksat alındığında kıymet arz etmektedir. 2013, 2014 yıllarında birçok Suriyeli öldürülürken kimsenin umurunda değildi. Lakin ne zamanki batılı ülkeler maksat alınmaya başladı dünyanın bir numaralı gündemi haline dönüştü. Bu akın İstanbul istiklal Caddesi’nde değil de Şırnak’ta gerçekleşmiş olsaydı, muhtemelen New York Times’ın ilgisini dahi çekmeyecekti.
“TERÖR DEVLETİNİN SPONSORU AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ”
Aydınlık muharriri Gaffar Yakınca;
Saldırının faili yakalandı kim olduğunu biliyoruz. PKK’ya bağlı çalışan ve Suriye’den Türkiye’ye girmiş olan bir terörist olduğu anlaşılıyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yaptığı açıklamada, Amerika Birleşik Devletleri’ni işaret etti. Neden? Zira bizim güneyimizdeki bu terör devletinin sponsoru Amerika Birleşik Devletleri’dir. Türkiye’nin geçmişte de yaptığı her atılımda her atakta önünü kesme formüllerinden biri olarak terör kullanıldı. Bunu emperyalistler kullandılar. Bugün de misal bir durum yaşandığını düşünüyorum.
TÜRK DEVLETLERİ TEŞKILATI’NIN TOPLANTISI’NIN ABD’DEKİ YANSIMASI
Türk Devletleri Teşkilatı’nın toplantısı bilhassa Amerika’da gergin bir hava oluşturdu. Amerikan basınında kıymetli isimler tarafından yazılan birkaç tane makale yayımlandı. Türkiye’nin çok güçlendiği bölgesel bir güç haline geldiği Türk Dünyası ve İslam Dünyası üzerinde gücünün ve prestijinin arttığı istikametinde ve buna yönelik de bir şeyler yapılması gerektiğini dillendiren makalelerdi bunlar. Birincisi bu var elimizde. İkincisi göçmenleri, yani Suriyeli sığınmacıları geri göndermek üzere oluşturduğumuz tampon bölgede yapılan konutlar var. Sayın bakanımız da bu atak olduğu sırada o açılış törenindeydi. Demek ki bu saldırıyı organize eden odaklar, bunun ardındaki güç Türkiye’ye bir ileti vermek istedi. O iletide şu, siz bağımsız olma yolunda ısrar ederseniz, biz sizi gerekirse karanlık işler çevirerek, terör ataklarıyla, sivillerin canına kast ederek, ülkenizi karıştırarak sizi durdurmaya çalışırız demek istediler. Lakin daha evvel olmayan bir şey oldu. Türk polis teşkilatı hiç görülmedik bir süratle tüm kayıtları inceledi ve süper bir operasyonla bu hain atağın faillerini ele geçirdi. Natürel bunlarla bir arada farklı bilgiler de ortaya çıktı. Mesela yakalanmasa fail bugün itibariyle Yunanistan’a kaçacaktı. Yani Yunanistan’ında bu işlerle kontaklı olduğunu biliyoruz. İkincisi bu teröristin ortadan kaldırılması için bir buyruk verilmiş. Terör örgütü tarafından o buyruğu alan veren şahıslar de yakalandı. Demek ki bu terör saldırısı hem ülkemizi karıştırmak hem de olayı karanlıkta bırakarak Türkiye düşmanı odakların eline koz vermek için yapıldı. Türk milleti terör akınları konusunda geçmişte olduğu üzere son derece hassas ve birlik bütünlüğüne düşkün. Bu atak nedeniyle çok üzgünüz. Can kayıplarımız var, yaralılar var, bunlar milletin canını yakıyor ancak buradan dersler çıkarmamız gerekiyor.
ALTILI MASANIN AKINA TEPKİSİ
Altılı masanın açıklaması geldi. Açıklama terörü kınadığını söylüyor, içinde PKK’dan YPG’den güneyimizdeki terör devletinden, Amerika Birleşik Devletleri’nden, terör devletini destekleyenlerden bahsedilmiyor. Bu utanç verici bir açıklama. Altı partinin önderleri bir ortaya geliyorlar ve 9 yaşında ömrünü yitiren bir Ecrin kadar tartı ortaya koyamıyorlar. Millet İttifakı’nı oluşturan partilerden daha net, daha açık bir açıklama beklerdik. Bunun da Türkiye’de siyasi yansımaları olacak diye düşünüyorum.
BATI MEDYASININ İKİYÜZLÜ TERÖR HABERLERİ
2016 yılında Reina’ya yönelik yapılan terör saldırısının amacı gelişen, güçlenen İstanbul iktisadıydı. Cümbüş dalıyla, turistik alanlarıyla, kültür sanayisiyle, gayrimenkul bölümüyle, sıhhat sanayisi ile güçlenen ve dünyanın parlayan yıldızı olan İstanbul, dünyanın büyük metropolleriyle rekabet edecek noktaya gerçek ilerliyordu. Yani Londra, New York, Paris ile rekabet edebilecek bir kent haline geliyordu. İstanbul’un bu yükselişi tıpkı vakitte Türkiye’nin yükselişine paralel yürüyor. Bunun da önünü kesmek istiyorlar. Türkiye’nin en kıymetli kaynaklarından birini turizm taraflı kesme hedefi taşıyor ancak İstanbul turizmden de fazlasına denk gelen bir marka bir imaj tabir ediyor. New York Times’ın tavrına gelince aslında New York Times yaptığı haber terör aksiyonunun kaynağının neresi olduğuna dair de bize ipucu veriyor. Mesela Fransa’da, İspanya’da oluyor, öbür ülkelerde oluyor lakin o ülkelerle ilgili terör hareketleri verilirken batı basını bu türlü cümleler kullanmıyor. Türkiye kelam konusu olduğunda bu cümleler kuruluyor. Demek ki o terör hareketinin Türkiye’ye vereceği ziyandan ötürü bu beşerler memnunlar ve bu olayların bu halde gelişmesinin insani boyutunu göremiyorlar.